25 Ekim 2011 Salı

society

into the wild'ı izleyenlerin büyükçe bir kısmı bu filmi insanın doğayla mücadelesi ve neticesinde yenik düşmesi olarak yorumlamayı tercih ediyorlar. ben öyle düşünmüyorum. bence bu bir vazgeçiş öyküsü. sahip olduğun, toplumun sana sahip olmanı dayattığı, talep ettiği her şeyden vazgeçebilmenin ve insanlığın özüne dönebilmenin öyküsü. biyolojik varoluşumuzun temellerine inebilmenin öyküsü.

insanlar kendi yaptıkları şeylerin esiri olmayı, kendi yaptıkları şeylerin altında ezilmeyi (bu ezilme yıkılan binaları düşündüğünüzde bazen mecazi olmaktan çıkabiliyor) sürdürdükçe, böyle vazgeçip gidenlerin sayısı artacak herhalde. yani en azından öyle umuyorum diyelim. ben yapabilir miyim? henüz değil. belki bir gün.

bence eddie vedder da filmin ne demek istediğini çok iyi anlamış  ki bu şarkıyı yapmış:





"society, have mercy on me"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder